29 Ekim 2016 Cumartesi

Yüzyıllar sonra buraya bi şeyler yazmaya geldim. Aslında tüm bu zaman boyunca evde oturdum yani anlatıcak pek bi şeyim de yok aslında. Sanki önceki yazılarımda dünyayı gezmişim de onları anlatmışım gibi şimdi anlatcak bi şeyim yok diyorum. O zaman da evde oturuyodum. Evet anlaşıldığı üzere yorgunum ve dersler...... Dur bi düşüniiim bakim.


Evet buldum. Yazın birtakım yakın lise arkadaşlarımla yılda bir buluşmamızı yapmıştık. Yıl içinde o kadar buluşalım görüşelim kaynaşalım konuşması yapıyoruz ama birlikte olduğumuz gün sayısı 2'yi geçmez net. O gün naptığımızı hiç hatırlamıyorum ama dönüş yolunda otbise bindik eve gidiyoruz. 2 arkadaşım yan tarafımızda oturuyo ben de başka bi arkaaşımlan oturuyorum. Bakın çok ilginçtir ki otobüste yer bulmuşuz buranın altını çizmem gerek. Birlikte oturduğumuz arkadaşım şunlara baksana dedi diğer iki arkadaşımızı göstererek, bunlar bi panik olmuşlar fısır fısır konuşuyolar. Biri kalkıp şoförün yanına gitti bişiler söyledi geri geldi. Bize doğru eğilip şurda bi çanta var kimin olduğu belli değil ya bombaysa dedi. Biz bi telaş olur mu olur o ay da 2 bomba patlamıştı galiba. Şoför ''bişşşey olmassss'' demiş. Nah olmaz. İnelim mi inmeyelim mi diye konuşurken önümüzdeki kız saçlarını topladı toplarken de saçı yüzüme çarptı hep. Kıza homurdanırken sırtındaki azrail yazısını fark ettim.... Baya kızın sırtında Azrail yazıyo şekilli şukullu dövme yaptırmış sırtına. Onu görünce birbirimize bakıp bi güldük sonra gözler 10 saniyeliğine uzaklara daldı. Hep bi ağızdan inelim dedik ve indik. Bildiğim kadarıyla o otbis de patlamadı yoktu haberlerde bişi.

He bak geçenlerde de acayip havalı bi cümle kurmuştum hayatımın cümlesiydi mesela o bence. Fakat amma velakin unuttum. Dün de metroyla taksime geçip cağnım kursuma gidicem ama bide ne göriyim akbili basınca YE-YETERSİZ BAKİYE demesin mi. O an herkes bana dönüp pis fakir imalı bakışlar attı çok travmatik bi andı. 

OFFF KONUŞASIM VAR ADETA. Bak yazıcak bi ton şey biriktirmiştim aslında ama şuan hiçbiri aklıma gelmiyo. 2 hafta sonra vizelerim başlıycek bence oturup ders de çalışabilirim ama ne gerek var :):):) 

Bu satırları yazarken annem pasta aldım diye seslendi bu akşama puanım 10 üzerinden 10 beni şuan bi pasta bide büyük ikramiye mutlu edebilir çümkü. Fotoğrafı çekip mutluluğumun belirtisi olarak da şopladım sdkflskdfşsşldfk bye cnm ben biraz kalori alıyım ;)))))))



5 Ağustos 2016 Cuma

Büyükada

Halamın emekli oluşunu kutlamak için -bi şeyleri kutlamayı ailecek çok seviyoruz- eniştem halam kuzenim karşim ve ben adaya çılgın atmaya gittik. Karşim kendine h&m'den bi şapka kalmış adaya gitmemizin öncesi günü. Akşam çantalarımızı hazırlarken şapkanın üstünde kocaman bi yırtık olduğunu fark ettik onçün ertesi gün sabahın köründe kalkıp Zorlu'ya gidip şapkayı değiştirdik ordan Beşiktaş'a halamlara geçtik kahvaltı için. Allam aç aç bide beni peşinden sürükledi!!!!!!!!!!

Kahvaltıdan sonra Kabataş'a gittik vapur için. Ha bu arada Beşiktaş'tan da adalar için vapur kalkıcakmış yakında. Ordan vapura binip Büyükada'ya geçtik, Büyükada'da indiğimizde hemen sahil kenarından gideceğimiz koyun teknesi bekliyodu zaten. Tekneye binip koya vardık bi 15 dakikada. Çok güzel evler ve yalılar vardı ama önümde oturan keltoş yüzünden çekemedim her fotoğrafta cilalı kafasıyla boy göstermiş savolsun. 




Gittiğimiz koy böyle bi yer, denizi naystı bence. Suyun üstünden dibini görebiliyosunuz temizdi yosun falan yoktu. Saat 7'ye kadar cup cup denize girip çıktık. Soooooğra karnımızı doyurmak için koyun teknesiyle adanın merkezine geri döndük. Teknedeyken şu güzel fotişi çektim.


Sahildeki bi balıkçıya oturduk, ben her türlü balığın kokusuna bile dayanamayan biri olarak karidesi yerken kulaklarımdan burnumdan filan gökkuşağı çıkarıyodum. Midyeyi zaten sevdiğim için sosuna bandırıp bandırıp löp löp attım ağzıma. Börülcesi de mikimmildi. Halamla eniştem bi ara rakı açtıralım dedi ama sonra saata baktık ki vapura geç kalıcaz.


Vapura binmeden dondurma aldık. 5 top 5 lira yazısını görünce ben bi ööhaaaa oldum hemen 5 topu karar vermeye filan çalışıyorum o an ama baktım herkes insancıl miktarlarda dondurma alıyor. Ayılık etmiyip 3 top aldım :))))) Dondurmalarımızla vapura binip evin yolunu tuttuk. 


Bı kıdır. Muck bb



3 Ağustos 2016 Çarşamba

Dizi filam

Bissürü bissürü yazmak istediğim anime dizi film manga var ama çok üşeniyom ne yalan söyliyim. Ama şimdi 2 dizi yazıcam. Biri Switch Girl, diğeri 11-nin Mo Iru. Switch Girl 2 sezon bu arada ve bence 2. sezon ilkinden kat kat daha komikti bence. Bak düşününce bile gülme geldi jlşsfkişlsşflk  

Öhm neyse Switch Girl ile başlayalım. Konusu Kamiyama Nika kızımızın etrafında dönüyo. Kendisi okulunda müthiş popüler biri. Modayı takip eden, şık, akıllı bi kız ama aslında bu toplum içinde bulunduğu zaman kullandığı sahte bi görünüş. Eve adım attığı zaman şalterlerini kapatır ve her zamanki kazulet pasaklı haline geri döner. Kızımızın sınıfına yeni gelen transfer öğrenciden hoşlanmasıyla olaylar gelişir falan filan izleyin işte çokomik. 


Nerden nereye ... Başrol kızımızın oyunculuğu kaaağnımca çok başarılı ve kendisini de çık gizil buluyorum bunu söylemeden de geçmiyim.



Soldaki çucuğumuzda transfer öğrencimiz. Bu dizide vücut kıllarının nasıl alınması gerektiğinden tutun erkek arkadaşın yanında osurmaya kadar her şey yapıldı. Ama 2. sezon sınırları daha bi zorlamışlar jşlskşgldkgşfkg Yani anlayacağınız çoksel bi absürd japon komedisi sizi bekliyo. Bide dizide anime efektlerinin verilmesi beni daha bi güldürmüştü. Ama bakın 2. sezon şart 2. sezon izlenmeli ona göre!!!!!!!!




Bu güzel çucuğumuz da bi ara Nika'yla ilgilenen bad boy Masamune. Böyle yankee tipli serseri komik tatlı çucuklara bayılıyorum sabah akşam sizin için fangörllük yapasım geliyo çk ttlsn cnm... 


Aile de kız gibi sdlfkşlsdflkl evi bok götürürken dışarı adım atıldığında en mükemmeli bunlar. Seviyoz <3
Bide ilk sezonun son bölümlerine doğru çirkin bi sensei gelicek o da 2. sezonda nolmuşsa bi serpilmiş bi hoş olmuş. Saç kesimi bi insanı bu kadar değiştirebilir mi ya. Değiştiriyosa beni niye değiştirmiyo???? Ayrıca dizi malisif çok kısa 2 sezon toplam 16 bölümdü yanlış hatırlamıyosam. Böyle kaliteli komik diziler olunca 3-4 sezon anca kesiyo. 

(bu gif 2. sezondan) slk masamune <333



11-nin Mo Iru da adeta anırarak güldüğüm harika ötesi bir diziydi. Bu diziyi bitirmemek için çok uğraştım. Ama bitti :( 


Switch Girl gibi absürd bi komedisi var ve izlerken çoooook eğlendim.10 kişilik bir ailemiz var +1 olan kişiyse babanın ilk karısı, ilk 7 çocuğunsa ölen annelerinin hayaleti. Bu hayaleti yalnızca Saigo, yani babanın evlendiği yeni eşinden doğan en küçük kardeş görüyo. Konuyu okuyunca bu ne meeeh diyip geçmiştim ama gerçekten çok güzel bi dizi. Her kardeş birbirinden şapşik hepsinin olayları güldürmeden geçmiyo. Bide o kalabalık aileye iflas eden amcaları da dahil olunca çatladım gülmekten kendisi feyvırıt karakterlerimden biri. Ha bide dedemiz var sfkşslslkfsdlfşsdfl 


Evin babası işsiz bir fotoğrafçı olduğu için eve para getiren genellikle en büyük çocuk Kazuo. Bu şapşik de parası iyi diye gay barda işe giriyo. Bak o tavırlar gözümün önüne geldi slk ya kldfdfşklkfşkdfd Bide bunu bi süre gay sandıkları için şekilden şekle girmeleri de ayrı komedi.



Hiroyuki'yi sürekli dışlamaları <3 


Shiro da tam bir safozdu. Bide bu çucuk benim kuzenime benziyo biraz, tipi hareketleri gülüşü sdfkjsşfkşslkdfs izlerken hep o aklıma geliyodu. Neysem olm izleyin işte. 










23 Temmuz 2016 Cumartesi

Param bitiyordu

Son zamanlarda yaşanan olayların da etkisiyle derslere daha çok asılasım geliyo her şeyi en kısa zamanda öğrenip gitmek istiyorum bu ülkeden. 2 hafta boyunca kursum ertelendi bu sebeple İtalyanca'dan da baya geri kalmış durumdayız kur sınavı da yaklaşıyor hoffff allam yarebbim inş geçerim. Offff olm benim tek öğrenmek istediğim dil Japonca ama hayat ve okul şartları savolsun buna olanak vermiyo!!!!!!!!!!!!! Lanet ossun ya. İtalyanca'yı halleder halletmez Japonca için kurs bakmaya başlıycam stay strong deniz. 

 Hazır konu İtalyanca'dan da açılmışken kurs defterimi çoğzel süslediğimi düşünüyorum onu da şuraya iliştiriyim. 



Senenin başında soyulan telefon kabımı da stickerla süslemiştim onu da ekliyim. Gözümün nuru canım stickerlarım bitmek üzere.  



Kırtasiyeden başladık  öyle devam edelim madem. Bugün dalton üçlüsü olarak yine dışardaydık. Buse'nin iptal olan konser biletini şeetmeye gittik o biletiyle uğraşırken notebook'ta bu dünya tatlışkosu silgileri gördüm ve aldım.





Hepsi de güzel siliyo. Kırtasiye alışverişlerinden sonra eğitim aşkıyla yanıp tutuşuyorum adeta. Hatta bi gaza gelip oturdum italyanca ödevlerimin başınca ama çok sürmedi 30 sn sonra kendimi alakasız bir şeyi kafama takmışken buldum nihaha. Bilet ve kırtasiye işlerini hallettikten sonra starbucksa gittik ben mango passion aldım onun da fotoğrafını koymazsam çatlarım her boku fotoğraflamam lazım çünkü. 



Sonra ortalıkta biraz tepindik eve geldik bide dün yürüyüş yaptığımız için her tarafımız ağrıyodu, 2 gündür deli danalar gibi hareket ediyoruz ama yemek yemeyi asla ve asla unutmayıp ayı gibi yiyoz tabiki onçün içiniz rahat olsun. Ama biraz sağlıklı hayat filan diyet filan tribine giriyim dedim akşam meyveli çikolatalı yulaf yaptım çok da güzel oldu. 4 kaşık yulafı sütle kaynattıktan sonra 3 parça bitteri yulafın içinde erittim. Üstüne de kiraz kayısı neyin serpiştirdim baya güzel oldu. ONUN DA FOTOĞRAFINI KOYALIM TABİSİ. 







Senenin başında aliexpressten bi eyeliner almıştım. Öf konudan konuya atlıyomuşum gibi oldu ama aklıma geldi anlatcam. Bu eyeliner baya güzelmiş ama ben çok çekmediğim için eyle kenarda duruyodu, geçenlerde buse kullandı çok hoşuna gitti 5 liraya satim dedim almadı pis cimri. Ben 1 dolara almıştım :') Neysem kankitoşkolarım bizden ayrılırken buse ansatsu kyoushitsunun mangasını almıştı onu sana hediye bırakıyom dedi ay bi sevindirik oldum bi sevindirik oldum anlatamam. Ben de eyelinerımı verdim gardaşıma. Bu duygusal anı sizlerle paylaşmak istemiştim şimdi gidiyorum çünkü yarın pislih kurs için erken kalkmam gerek. 

15 Temmuz 2016 Cuma

Saat şuan 02:26 ve ben cumartesi günkü italyanca kursunu düşünüp dertleniyom. Hofff. Sınıfta herkes takır takır yaparken ben biçok soruda takılı kalıyorum. Bazen yanlış yapıcam diye quizde falan emin olamadığımı atlıyorum, hoca yanlış yapmaktan korkma diyo ama eğer korkmazsam o quiz yalap şap bi hal alcak fkjslkdflsşkflşskf marta kadar gelebildiğim en iyi seviyeye gelmek istiyorum inş çok sıkıntı yaşamam çünkü okulumda bu dönem baya zorlu olacak. Ya işte beyle çok içime dert olmuştu da anlatıyım dedim. 

Ve kendime kocaman tekli koltuk almak istiyorum salondaki koltuğumuz çok rahatsız ediyo saatlerce üstünde yatıp debelenmek için uygun değilmiş malisif. 

Sesinden rahatsız olduğumuz karga sesiyle geceleri böğüre böğüre şarkı söyleyen yan komşumuz son kavgamızdan sonra taşındı. Daima gece yarısı başlıyo şarkıya cinli misin nesin bu saatte bağıra bağıra şarkı söylemek ne demek. Yine havadan sudan bahsedeceğim bi yazıda kısa da olsa nefretimi kustum gidiyorum. Biraz anime izliyim



9 Temmuz 2016 Cumartesi

Bayram gezmesi

Blog yazarken en çok başlıkta zorlanıyorum. Her şey bitti yayınlayacağım ama başlığa ne yazsam diye rahat bi 15 dakika düşünüyorum. Başlık koymayayım diyorum ama başlıksız da bi denşik duruyomuş gibi geliyo tekrar başlık düşünme kısmına gelince aahyyyyy bunaldım oluyom. Neysem. 

Canım aylem bayram sebebiyle 10 gün şehir dışında olduklarından ev bana kaldı, ben de arkadaşlarımı eve topladım. Daltonlardan buse kankim bayramın ilk günü akşama doğru bize geldi ucuz pizza ve carlsberg partisi yaptık. Bu ilk carlsberg içişimdi ve beğendim. Kore dizilerinde şapır şapır yedikleri o yemekleri tatmak istediğimiz içün ertesi gün Taksim'deki Gaya'ya gittik. Uzun zamandır çok gitmek istiyodum açıkcası ve herkes burası hakkında güzel şeyler söyleyince beklentim tavan yaptı. 



Çok geç yattığımız için öğlen 1 gibi kalktık ve adeta bir kaplumbağa edasıyla hazırlandık. Kendimizi dışarı attığımızda saat 5 falandı. 
Ben teokbokki aldım, Beyza kore mücveri aldı tam adını hatırlamıyorum şuan. Buse de ramen aldı. 

 

Masamız böyleydi. Kimchi benim kaşığımın hemen sol hizasında olan kasenin içindeki şey oluyo. Buse ve ben kimchinin nasıl bi şey olduğunu çok merak ediyoduk ve öyle bi hevesle yemeye başladık ki gözlerimiz parlıyodu kldksfşlksfks tabi sonu hüsran :( çünkü o kadar övülen çok acı denilen kimchi tatlı bi şeydi ve çiğ lahana tadını alıyodum hiç turşuluk bi tarafı yoktu. Baya bildiğimiz tatlıydı. TATLI KİMCHİ Mİ OLUR LAN. 

Kimchinin hemen yanındaki salatalık görünümlü kabaklar gerçekten güzeldi. Onun arkasında lahana olduğunu düşündüğümüz ama emin olamadığımız şey var. Yanındaki o siyahımsı şey tatlı patlıcan. Patlıcanın yanındaki de acılı salatalık. 

Yerken ''aaaa foto çekmedim durun'' diyip çektiğim mücver fotoğrafı. Bu fena değildi bence. Ama özellikle para verip yemem. 


Bu da tteokbokki. Bunu yiyen herkes ayıla bayıla anlatıyodu ben de bunu alıyım dedim almaz olaydım ıııhhhhyyyyyy o pirinç kekleri bildiğin plastik. Sos desen tatlı ekşili değil direkt tatlı sos. Yani anamız babamız aşçı olmasa tatlı ekşi sos diye yuttururlar bunu. Hiç beğenmedim. O kadar kötüydü ki tabak dolu dolu kaldı yapanlara ayıp olmasın diye zorla içinden bikaç tane yemeye çalıştım. 

Ramenin de pek olayı yoktu gereksiz pahalıydı.O gördüğünüz küçücük kase 23 ya da 24 liraydı. Benim marketten aldığım 1,25 liralık İndomie ramenler daha lezzetli ve x50 daha hesaplı :( Toplam 70 lira ödedik. Sonuç olarak: Bi daha gider miyiz sanmıyorum. Hem gereksiz pahalı hem de herkes tarafından ''beğenilen'' bu yemekler bize hiç hitap etmedi. Bide busenin konuştuğu koreli çocuğa bu yemekleri anlattığımızda ben onları hiç sevmiyorum demişti sevilcek şeyler değil bizce de.............


Karnımız doymadan ayrıldık. Kahve içelim de bi ağzımız tatlansın bu ne meeeeh diyerek espresso lab'a kahve içmeye gittik. Ben vanilyalı buzlu latte aldım. Çok güzel geldi <3


Burdan çıktığımızda saat 6:30 ya da 7 filandı. Ne yapalım diye düşünürken Atlantis'e gidelim mi dedim ve koşa koşa Atlantis'e gittik mehehehe. Eski adı Atlantis tabi şuan değişmiş ne olduğunu hatırlamom bakmak için uğraşmıycam. Burası eğlence merkezi içerde bir sürü oyun makinelerinden tutun korku tüneli fotoğraf kabini vs bir sürü şey var. Ay nasıl mutlu oldum oraya adım atar atmaz, çokseldi. En son 5 yıl önce gitmiştim birden anılarım canlandı ve gerçekten çok eğlendik. 

35 kredilik kart aldık +7 puan da hediye verdiler. Her krediyi 1 lira gibi düşünün 35 kredilik kart 35 lira ediyodu. 3,5 kredilik makineler de var 8,5 kredilik makineler de. Hepsinin kredisi değişiyo yani. 

İlk önce köpek balığına bindik. Bi köpek balığı düşünün her bölümü iki kişinin oturacağı şekilde dizayn edilmiş. Şöyle bi şey


Tabi bu arkaya doğru uzanıyor. Ben bu fotoğrafı başkaları binerken çektim ve burda dimdik bir yeri çıkıyolar, bayram olduğu için çok az insan vardı ama her zamanki gibi  MAAAAAAALİSİF her yer arap kaynıyordu. Küçüğü büyüğü hepsi kaba o gün aşırı sinir olduk üçümüz de, hatta bi ara biz oyun oynarken araya girmeye çalıştılar ?????????????? olduk. Neyse köpek balığına dönelim.

 Bu köpek balığı bir sürü kat tırmanıyo yanlış hatırlamıyosam 4 kattı, bindiğinizde böyle dimdik o rayları tırmanıyosunuz ve raylar düzlüğe geldiğinde tekrar dimdik aşağı doğru inen bi raydan hızlıca geçiyosunuz o kısımda insanlar bağırıp çığlık atıyo genelde ama hiç korkunç değil öyle kalbiniz filan da hoplayıp oynamıyo. Tabi beyza korkudan ağlayacaktı allaan safı lfkşlklkdşlfsfldşif
Kısa süren bişi yani tek tur atıyo bitiyo 8,5 krediydi. 


Gördüğünüz bütün merdivenlerden köpek balığı treni geçiyor baya dolanıyo aslında ama çok hızlı geçtiği için dediğim gibi kısa sürüyo. Köpek balığından indikten sonra korku tüneline girdik üçümüzün de aynı vagona binmesine izin verdiler. Tam girerken videoyu açtım tabi çıktıktan sonra izleyince biz yine yerlerdeyiz videoda çığlıklar ''çık kırınlıııık'' diye bağırmalar offff tam gerzekalıyız sdfkfşlksdfksdlk. Ama çoğ eğlendik. Biz çıkarken ordaki görevlilerden biri bunlarda amma korktu gibi bi şey demiş galiba :') Bu da 6,5 krediydi.
Korku tüneline binmeden gidip 30 kredi daha yükletmiştik. Daha sonra yukarı çıkıp fotoğraf kabininde fotoğraf çektirdik 5,5 kredi olması lazımdı o da. Poz verirken siyah tahtamsı bi şey var ona çıkmamız gerekiyomuş tabi biz çıkmadığımız için fotoğraflarda korkunç pozlarımız eşliğinde yalnızca kafalarımız çıkmış.

Beyza yüksek uçuş kulesine binmek istemediği için sadece Buse ve ben bindik o da şöyle bi şey

Yukarı doğru baya çıkıyor ve aniden aşağı iniyorsunuz bence en eğlenceli makinelerden biriydi bu bizim için. Bunun kredisi 7,5

Burdan çıkıp alt kattaki şans makinelerine gittik, hani kolu çekersiniz 1000 puan kazanırsanız bişi verirler onun gibi. Biz 4 bilet kazandık ama hiçbi işe yaramıyomuş 4 bilet. 1000 bilet kazanırsak falan barbie bebek veriyolarmış. 


En arkadaki emoji yastıklarının olduğu kısımda yarışma yapılıyor. Herkesin tabancasının karşısında bi delik var tabancayla oraya en fazla kim su sıkarsa istediği yastıklardan birini alıyo, tam emin değilim ama sanırım 4 ya da 5 kredi falandı. Herkes elinde emoji yastıklarıyla dolaşıyodu o insanları takip ederek buldum aslında burayı lfkşklkfşglf


Kartta 4 kredi filan kalmıştı masa hokeyi oynamaya karar verdik 3,5 krediydi. Masa hokeyi hoşumuza gidince 3,5 kredi daha yüklettik bi el daha oynadık :')
Tam çıkıcaz çıkarken XD theaterı gördük. Karta bi 30 kredi daha yükledik. Ona binelim buna binelim derken 90 küsür lirayı bıraktık orda. XD theaterda yaklaşık 15 koltuk falan var, küçük bi sinema salonu düşünün karşıda büyük beyaz ekran var perdelerle her tarafı kapatıyorlar siz içerde gözlüklerle 3 boyutlu flm izliyosunuz. Ama izlerken koltuklar da hareket ediyor. Biz dağlı mağlı bi şey seçtik izlediğimiz videoda araba her takılıp hopladığında bizim koltuklarda hareket ediyodu ben çok beğenmiştim değişikti. Ama benim koltuğum başta çalışmadı gidip olm bu çalışmıyo filan diyene kadar biraz zaman geçti. 


Bide katlarda şöyle standlar var ıvır zıvır almak isterseniz diye. Ordan çıkıp eve geldiğimizde saat 10 ya da 10:30 gibi bi şeydi. 

Beyza geçen sene Belarus'tan aldığı votkalardan getirmiş yemekten sonra onu içicektik, ben çok votka sevmiyorum açıkcası o yüzden çok az koymasını istedim. Tadına baktığımda aaa ne kadar hafifmiş dedim Buse de içiyo içiyo tuhaf tuhaf şişeye bakıyo sonra şişeyi alıp kokladı. Votka değil içine su koyduğu şişeyi getirmiş... Neyse ki bi şişe daha getirmiş ondan içtik. 
Bu da böyle bol harcamalı eğlenceli güzel bi günümüzdü.

29 Haziran 2016 Çarşamba

Hepi börtdey beysa

Slm. Dün kankitoşkom beyzanın doom gününü kutlamak için kadıköye gittik. Yedik içtik gezdik çoksel bi gündü ama param bitti :') Öğrencilere neden maaş bağlanmıyor...

Beyza'yla Beşiktaş'ta Buse'yle de Kadıköy'de buluşucaktık. Ben otobüs durağına gittim bekliyorum allahım bekle bekle otobüs falan gelmiyo meğer duraklar değişmiş ve ben bunu beklemekten yılıp kızları daha fazla bekletmemek için taksiye bindiğimde öğreniyorum. 

Durakta beklerken de 2 turist yol sordu. Kafa ingilizce düşünüyo ama ağzımdan italyanca çıktı çıkıcak. 3 haftalık italyancam bana ingilizceyi unutturdu ya, benim çarpık ingilizcemle adamın kafasının ne kadar karıştığı ortadaydı az daha nou no capito? diyecektim bide insanlar şakır şakır 3-4 dil konuşuyo vov diyorum başka bişi demiyorum. Telefondan bakmamı isteyince de ezikler gibi intirnitim yıh dedim çok utanç verici bi andı çünkü sonrasında fakirrrrrrrrr dercesine güldü. 
 
Durakta beklememin 20. dakikasında filan bir adet yaşlı teyzemgil grubu yanıma yaklaşıp matmazel where is leleli dedi. Leleli neresi lan diye düşüdüm bi an. Laleli'yi kastediyo glb diye durağın hemen yanındaki metroya postaladım inş Laleli'yi kastetmişlerdir :') Artık bekle bekle otbis gelmeyince yoldan geçen taksiyi çevirdim bindim. Taksici de çok sayko bi şey çıktı yani onu anlatmaya kalksam çok uzun sürer o yüzden hiç üstünde durmuyorum.

Soğra hepimis buluştuk napalım nedelim diye konuşurken happy moon'sda yemek yemeye karar verdik.



Mantar soslu ızgara tavuk söyledim. Evden kahvaltı etmeden çıktığım için mi yoksa gerçekten çok doyurucu olduğu için mi bilmiyorum hem tıka basa doyurdu hem de fazla geldi. Taksim'de Çiço adında bi yer var oranın baharatlı haşlanmış sebzelerine bayılıyorum ama buranın sebzeleri de çok hoşuma gitti. Sonra dükkan filan gezdik deli dana gibi sürekli yürüyüp durduk, ne zaman dışarı çıksak amaçsızca yürüyoruz. Hem Beyza'ya hediye almak için hem de biraz da oraya bakınmak için çizgi roman satan bi dükkana girdik. Dükkanın içinde oyalanırken ben arka bölümde mangaların olduğu kısma gittim. Niye buraya kimse girmiyo derken aslında o kısmın hentai olduğunu fark ettim.


Sonra tabiyki göz bebeğim olan boys love rafına koştum <3 ama 5-6 manga vardı ve çizimleri çok beğenmediğim için almadım. Beyza'ya doğum günü hediyesi olarak istediği çizgi romanı alıp kasaya gittik kasanın yakınında harry potterlı bi şeyler vardı. Hp denince üçümüz birden çıldırdığımız için hemen doluştuk o kısma, böyle orta boy bi hpli jeletinin içinden değişik anahtarlıklar çıkıyo. Hedwig, hogwarts express, hogwarts train ticket, harry'nin asası, dark mark, snitch, felix potion, triwizard cup, dobbie ve harita olduğunu tahmin ettiğim sürpriz bi hediye. Dışı şöyle bişi 



Hepimiz hooaaağğğğ hadi alalım olduk, 35 lira minnacık şey. Beyza'ya hogwarts express, Buse'ye hedwig bana da sıvı şans çıktı yani felix potion. Şöyle bişi


Bu güzel kazığın üzerine tatlı yiyelim dedik ve Çikolata Dükkanı'na koştuk.

O kadar güzeldi ki ğağağağa kelimelerle ifade edemiyorum. Ama sağdaki kavanozların tekini 2 kişi bitirebilir bence. Oradan da çıkıp bi şeyler içelim dedik ve Cadıköy diye bi yere girdik. Sürtük gibi gezdik yani.  Burası küçücük bi cafeydi ve bizim dışımızda yalnızca bi kız grubu vardı içeride. Kasanın üstündeki tavanda renkli bir sürü şemsiye vardı çok hoş gözüküyodu hepsi. Sandalyelerin koltukların olduğu kısma taştan bi kemerle geçiyosunuz ve bu kemerin üstünde iki süpürge ve cadı şapkası asılı. Buzlu americano istedim bildiğiniz buzlu americanoydu o yüzden sadece dekoru için yorum yapom bi ara tekrar gelip bi şeyler yemek istiyorum. Ama dediğim gibi çok küçük bi yer tadı anca boş olduğu zaman çıkar bence. 





Gün boyunca hiç saçma sapan fotoğraf çekmediğimizi fark ettiğimizde aptalca pozlar verip durduk çünkü bes kankitoşluk bunu gerektiriyo ttlms. 

Yorgunluktan geberdiğimizi fark ettiğimizde hadi dönelim dedik the end. Çok güzel bi gündü. Bide şöyle tatlışko bi tablo aldım odamın göz bebeği oldu^^



9 Haziran 2016 Perşembe

Eksi japon sekeri!!!!



Sergül ablanın videolarında görüp çok merak ettiğim ve yine sergül abla sayesinde tadabildiğim çok ekşi japon şekeri. Valla yiyenin ağzı gözü kayıyo. İçerisinde 11 tane var, bildiğimiz tofita kıvamında bi şeker ortasında ekşi bi sıvı var tıpkı limon kabuğu gibi tadı. Ama bana çok ekşi gelmedi çiğnemeye devam ettiğinizde güzelleşiyo sankim. Annemle kardeşim yedi de annemin hala gözü seyiriyo jflksjdfklşskflsk Babam annemin halini görünce istemedi. Yarın da arkadaşlarıma denettiricem  nihohoho.

17 Mayıs 2016 Salı

Finaller onu üzüyordu

Berbat geçen bir sınavın ardından benim moral sıffır sıffır sıffır. Ki bu sınav çalışması en zevkli olan dersti benim için. Neden akıllanmıyorum neden sınavlara son gün çalışıyorum...

Sınav çıkışı sınıf arkadaşımla Nişantaşı'na gidip starbucksa girdik. Chocolate frappuccino ve mistik sandviç aldım keyifli bi şekilde yedim içtim huh. Para harcamak mütiş bişi. Sooooonra ordan çıkıp midesizlik yaparak çin restoranına girdik, daha yeni sandviç yememe rağmen üstüne 4 tane gyouza gömdüm. 4 tanesi 12 liraydı bence çok iyi bi fiyat gyouzalar öylü küçük falan da değildi ve baya lezzetliydi (^ω^) 

Yarın sınavım yok rahatım diye yan gelip yatıyordum ama bu huzur çok sürmedi temel sanat eğitimi sınavım varmış. Hoca sınav yapmıycam demişti var ya gel de sövme. Şimdi oflaya puflaya ona çalışıyorum. 


Bu da yediğim neffffis gyouza. Bi ara babamla biz de yapmıştık ama bizimki bambaşka bi şey olmuştu bide yoğurt koyup üşütme soya dökmüştük ıdkşgösşdösk bi ara fotoğraflarını bulursam onu da atarım. 



Bunlar da annemle babamın yaptıkları. Tabi ben şöyle yapmamız lazım böyle yapmamız lazım dedikçe onlar kendilerince törkiş tarzı bişi yapmaya çalıştılar bide babam yoğurt koydu onu sosladı sdkdgdkfnsdşkg Soldaki buharda pişmiş hali, sağdaki kızartma. Bizimkiler de lezzetliydi aslında. Ama restoranda yediğim kıyması daha bi denşikti. 

10 Mayıs 2016 Salı

Bir tırmanıs hikayesi

Geçenlerde bahsettiğim okulumuzun dağcılık kulübüyle birlikte gittiğim şelaleye tırmanış şeyinin üstünden 2 gün geçti. Ve ben hala kendime gelemedim. Çamurdan tutun boka kadar her şeye batıp çıktım. Ay resmen travma düşündükçe bi titreme geliyo nefes nefese kalıyorum.

Şimdi biz Fındıklı kampüsünden bindik otobüsümüze, feribotla Yalova'ya geçicez orda köyün içinde inip yürüyerek devam edicez plan bu. Bi 2-3 saatimiz yolda geçti köye vardığımızda toplaştık hocamız yani rehberimiz köyün içindeki küçük bi bakkal var oradan almak istediklerinizi alın başlayalım dedi. Herkes eksiklerini tamamlayınca bakkalın ordan ormanın içine doğru yürümeye başladık. Önce böyle piknik yapılan bi alan gibi yerden geçtik. Yollar çok çamurluydu her taraf inek boku kaynıyodu allam ve taze serin bi havası yoktu ne yazık ki. 

Hocamız önde biz arkada dümdüz ilerliyoduk o kadar çok yürüdük ki heralde öyle fazla tırmanmalı bi şey yapmıycaz diye düşündüm. Mecidiyeköy'den Taksim'e 2-3 kere gidip geldiğinizi düşünün öyle uzunlukta bi yol yürüdük. Daha sonra küçük baraj gibi şeyin üzerinden atlayarak iyice ormana daldık artık yol falan yoktu. Geçerken fotoğraf çekmiştim şöyle bişiydi anlattığım

Burdan böyle atlayarak geçtik işte. Ben önce suyun sesini duyunca ene şelaleye geldik diye bi sevindirik oldum az buçuk yorulmuştum çünkü. Bide çantam biraz ağırdı. Ama bu yolun yarısını bırakın ÇEYREĞİNDE BİLE DEĞİLİZ. Öf. O anları düşündükçe deliriyorum sdfljsşlksşldkfs Daha sonra hemen ilerde mola verdik her şey bu moladan sonra başladı çünkü tırmanmaya başladık...

Öyle dik ve yüksek yerlerden geçtik ki tırman tırman bitmiyo artık bacaklarımda hal kalmadı yeni doğmuş buzağı gibi tir tir titriyorum. Etkinlikten sorumlu 4 öğrenci var onlar hep sırayı kontrol ediyo kim zorlanıyo arkada kalıyo vs diye. Bi tanesi halime o kadar acıdı ki çantanı bana ver ben taşıyım dedi. Kendi kendime ölüyom lan diye söylenip duruyorum artık YA BENİM NEYİME TIRMANMAK FALAN OTUR EVİNDE DERS ÇALIŞ DİZİNİ ANİMENİ FİLMİNİ İZLE. SEN KİM TIRMANMAK KİM YA????!!!!!!!!!!!!!!!! Bu bi etkinlik değil bu işkence. Ayaklarım öyle ısındı ki alev alıcaklardı. Soğra böyle tuhaf bi yerden geçicez incecik bi tahta her yer çamur. Tahtanın üstünde dengemi sağlamak için duvardan tutuniyim dedim ama o tahta da çamurun içinde kayıp duruyo. Tam geçicem çat sütyen kopçam koptu. KOPTU LAN NEDEN ŞİMDİ NEDEN. Cehennemi yaşadım o gün. Takıcam takamıyorum çok rahatsızım kalbim yorgunluktan küt küt atıyo ayaklarım hep yara ve çamur, terden gebermem de cabası. Sonra sütyenimi takmaya çalışırken çocuğun teki gördü eeaaaööhhhhhh dedim bakarsa baksın sie. O anki şok ve yorgunluktan ne kadar rezil olduğumu fark etmemişim şuan aşırı utanıyom. Bide üstüne kaç kere düştüm ve kaç kere çantamın sapından tutulup kaldırıldım elimden tutmak falan yok.

Sonra hocanın bi oğlu var allaaaan belası çocuk, hocayla birlikte geldiler bi hiperaktif bi hiperaktif bi dur bi sakin ol be hiç mi yorulmazsın aq çocuğu. Şelalenin yakınına vardığımızda genişçe bi yaylada yaklaşık 1-1,5 saat mola verdik herkes geberiyo yorgunluktan. Oradan şelaleye gittiler tabi ben gitmedim çünkü kımıldayacak halim yoktu. Hoca ve çocuğu da gitmedi bikaç kişi daha hepimiz yatıyoruz yaylada. Bu arada yaklaşık 3 saatte vardık yaylaya. Neysem bu beyinsiz geldi yanıma kolasını verdi açamadım açar mısın dedi. Aldım ben de açtım çat kola patladı. Allahtan üstüme yüzüme falan gelmedi uzak tuttum hemen kolayı. Beyinsiz çocuk yere attı kendini katıla katıla gülüyo nasıl trolledim diye :))))))))))))))))) Oluuum dua et baban var yoksa bitmiştin sen. Hoca da oğlum niye öyle yapıyosun diyo alsana lan çocuğunu al ne diye rdan konuşuyosun. Sonra kertenkele gibi bi şey buldu kızlar gelin gelin diyo 30 saat onu gözüme sokup durdu. Tamam gördüm diyorum hala baksana da baksana çıldırcam lan. Sonra neyseki babası aldı bunu biz bi şöyle dolaşıp gelicez dedi. Hala hareket etmeye nasıl enerjileri var ya ben anlamıyorum ne yiyip ne içiyosunuz ben ölü gibi yattım gidene kadar. Soğracığıma eşofmanıma böceğimsi bi şey girdi onu çıkarıyım derken elimi soktu elim kıpkırmızı oldu aha kesin zehirlenicem kesin ölücem demeye başladım ksfjllkfşkdflşk orda geçirdiğim 9 saat psikolojimi bozmaya yetti. Sürekli düştüm kaydım en arkada kaldım. Anlamadığım bi nokta da göt kadar yerlere o koca koca inekler ayakkabı kutusu büyüklüğünde nasıl sıçmışlar nasıl??????????? Dönüş yolu daha iyiydi çıkarken hep tırmandığımızdan inmek kolay geldi ama aşırı korkutucuydu. Çok yüksek yerlere çıktığımızı o an fark ettim. 

Bu da dinlendiğimiz yayla. Arkamızda çok güzel temiz bi dere vardı içinde hiç balık yoktu taş atıp durdum lol. 




Arkamızdaki dere. Dip kısımlar karanlık çıkmış ama su çok berraktı. Şuraya ayakkabılarımı da iliştiriyim de görün neler çektiğimi. O ayakkabıları elde edebilmek için ne uğraşlar verdim bilemeniz şu görüntü içimi acıtıyor...




 Bide bi ara pantolon mu giysem acaba filan diye düşünmüştüm. Allam o pantolon götüme yapışır daha da çıkmazdı artık anca ameliyatla. Şelaleye gitmediğim için de pişman oldum keşke gitseydim. Geçirdiğim acı verici anlar umarım ilerde güzel tatlı mı tatlı bir anıya dönüşür. Bu günlük bu kadar, finallere son 1 hafta kaldı.