Bloga güncel yazmanın vakti geldi diye düşünürken ne yazsam diye 20 dk filan kafa patlattım çünkü işim yok. Hmmm bakalım, bakkal defteri olarak adlandırdığım her türlü notu, ıvır zıvırı -hatta yemek tarifini bile- yazdığım deftere 4 dizi 3 anime ve 2 filmi not etmişim. Ama uzun zamandır yazmayı düşündüğüm shoujo mangaları anlatmaya karar verdim. Son zamanlarda benim derdim dram değil ama bi şey izlemek de istemiyorum gülelim eğlenelim diyosanız şurdan buyrun. Sıralama yok hepsi birbirinden güzel olan mangalarımıza başlıyoruz efem.
1.) Horimiya
Horimiya <3 ben, o kadar seviyorum. Konusu okuyunca klasik gibi gelebilir ama değil. Güzel, popüler ve derslerinde başarılı olan Hori ile onun aksine kasvetli, asosyal görünümlü Miyamura'nın etrafında şekilleniyo. Aslında hikaye genel olarak Miyamura'nın ortaokuldayken yaşadığı sıkıntıları lisede nasıl aştığı ve Hori ile olan ilişkisine odaklı ilerliyo ama tabi konu ilerledikçe olay sadece hori ve miyamura ile sınırlı kalmıyor. Diğer minnoş ponçik dünya tatlısı karakterlerimizi de görüyoruz. AY ÇOK GÜZEL OKUYUN BİLMİYORUM NE DİYEBİLİRİM MUHTEMELEN SEVGİ VE ÖVGÜ CÜMLELERİ YAĞDIRIRIM DEVAM EDERSEM. Şöyle minnoşlarından mangadaki bikaç bölümü bırakıyorum. Ve seri hala bitmedi güncel olarak her ay bölüm vermeye devam ediyor, yanılmıyorsam 87. bölüm yayınlandı en son, türkçesi de güncelde. Güzel güzel okuyun :*
Bu şapşiğin yüz ifadeleri ^.^
TEKRAR AÇIP OKUYASIM GELDİ HE. Şimdi ana karakterimiz Sakura, diğer ana karakterimiz odun Nozaki'ye açılıyor. Ama Nozaki senin hayranınım cümlesini gerçekten hayran olarak anladığı için imzasını vermesiyle Sakura'nın itirafı puf oluyo. Çünkü Nozaki aslında popüler bi shoujo mangakası. Olaylar bu şekilde başlıyor ve konumuz ilerledikçe yine diğer minnoş karakterlerimize de değiniyo mangaka. Japon komedisini çok seviyorum ve bu mangayı okurken gülmekten burnuma su kaçırmıştım ksjflksdkj Animesini izleyerek keşfettiğin bi mangaydı, şuraya anime manga karışık sahneleri iliştirelim. BUNU DA OKUYUNUZ/İZLEYİNİZ.
Nozaki'nin babası oğlunun mangasını okurken ksdjlksdljlskdjf
Lovely Complex benim ilk okuduğum mangalardan, 4 sene olmuştur okuyalı. Konusunu başta çok yadırgamıştım hatta sırf bu yüzden okumayı erteleyip durmuştum. 170'lik kızımız Koizumi ve ondan 10 cm kısa çucuğumuz Otani boy komplekslerine rağmen birbirleriyle nasıl yakınlaştıklarını ve bunun nasıl aşka dönüştüğünü anlatıyor. Başlarda çok uçuk bele bişi olamaz bunlar gerçek hayatta yok hede hödö diyodum ama öyle komik özgün ve romantik bi manga oldu ki benim için, aradaki boy farkının hiçbi önemi kalmadı. Birini sevmenin rakamlarla alakalı olmadığını da çoksel aktardı manga. YANİ DEMEM O Kİ BUNU DA OKUMAYAN ÇOK ŞEY KAYBEDER.
Twitterda bu sahneyi görüp okumaya başlamıştım...
4.)Skip Beat
Skip Beat'in ilk animesini izlemiştim, neler olduğunu merak edince de mangaya yöneldim. Belki çizimlerden dolayı sevmeyen çıkabilir çünkü eski diyebileceğimiz tarzda. Tabi günümüze yaklaştıkça biraz daha dijitale kaçan çizimler görebiliyoruz. Konusu şu şekilde; 16 yaşındaki Kyoko Mogami şarkıcı olmak isteyen çocukluk arkadaşı için okulu bırakarak onunla birlikte Tokyo'ya gelir ve tüm hayatını Shotaro'ya adar. Ama Shotaro için hiçbir öneminin kalmadığını ve sadece ayak işleri için onu yanında tuttuğunu fark etmesiyle tüm kaybettikleri için intikam yemini eder. Shotaro eğer ondan intikam almak istiyorsa kendisinden daha büyük bir yıldız olmasını söylemesiyle Kyoko şöhret basamaklarına ilk adımı atar.
Şimdiiiiii, normalde iki erkeğin bir kız için didiştiği sahneler bende kusma isteği yaratsa da burda Ren ve Shotaro arasında geçen her şeye ayılıp bayılıyodum. Bide animesini çok beğenmiştim hatta hiç unutmam şu tarz bi şey söylemişti Kyoko Shotaro'ya ''Canın mı acıyor? Ama sen kalbimi kırdığın zaman benim hissettiğim acıyla kıyaslanamaz bile.'' THAT'S MAA GURLLLLLLLLLLLLLLLL. Salak saf kadın karakterlerden bıktığımdan böyle haters gonna hate tarzı karakterleri her türlü sahipleniyorum. Bence önce animeyi izleyin, daha sonra mangaya geçersiniz. Gerçekten çok komik, romantik, zamanınızı boşa harcadığınızı düşündürmeyen bi anime/manga. Şuraya animeden ve mangadan sahneler iliştirelim o zaman.
kyokonun chibi çizimlerine bayılıyorum ldkşlsdkfk
Beğendiğim ve tavsiye ettiğim bütün shoujoların ortak özellikleri komik, gereksiz drama ve kargaşadan uzak olması. Namaikizakari de öyle. Konusu şu şekilde; hoşlandığı senpaisinin basketbol takımının kaptanı olduğunu öğrenip kulübe menajer olarak giren ketun, durgun ve zeki olarak adlandırabileceğimiz Machida Yuki ve takımın diğer oyuncusu olan kendisinden 1 yaş küçük playboy Naruse'nin, Yuki'nin kaptana olan hislerini anlamasıyla başlıyor.Birbirine zıt 2 insanın nasıl yakınlaştığını çok tatlış bi şekilde anlatıyo. Çok klasik bi konuymuş ben de şimdi fark ettim jhdsfksdkj Buna da başlayalı 3-4 sene olmuştur. Hala devam ediyor bu arada, bölüm biriksin diye uzun zamandır okumuyorum, malum aylık manga. Şuraya da bikaç kesit koyup devam edelim.
6.)Ouran Highschool Host Club
Gözümün nuru canımın içi biriciğim diyebileceğim bi manga. Yıllaaaaaaaaaaaar önce üniversite sınavlarına hazırlanırken, YGS bitmiş ben çok bunalmışım falan ne akla hizmet anime izlemek istedi canım. Rastgele Ouranı bulup izlemiştim animesi de mangası da h a r i k a. Seiyuu sevdam da galiba bu şekilde başladı kljskjdflksd konusunu blogu ilk açtığım zamanlarda yazmıştım o yüzden tekrar yazmıycam konusunu okumadan bile izlemeye/okumaya başlayabilirsiniz. Ama şöyle bi fark var animenin sonu ve manganın sonu bir değil. Yine de bebeğim :*
Yaaaaaaa şapşik hemen de gözleri doldu lsşkflksdkş
Ergenliğim gözlerimin önünden bir film şeridi gibi geçiyo baya duygulandım tüm bu mangaları yazarken :') Şimdi şöyle ki ana karakter kızımız Shizuku içine kapanık pek sosyal hayatı ve arkadaşı olmayan duygusuz diyebileceğimiz oldukça çalışkan biri, ana karakter beyimiz minnoş Haru ise arkadaş canlısı ama herkes tarafından korkunç sanılan, çok zeki ama çocukluğundaki bazı sıkıntılarından dolayı duygularını ifade edemeyen/yanlış ifade eden biri. Manga birbirine zıt bu iki insanın birbirini nasıl tanımaya başladıklarını ve bu süreçte edinilen yeni arkadaşları, gelişme kaydeden ve birbirlerine karşı yoğunlaşan hisleri güzel bi şekilde anlatıyo. Tabiki araya yan karakter hikayeleri de giriyor <3 Animesi de bulunuyor 24 bölümdü sanırım, manga da final yaptı gönül rahatlığıyla okuyup haru bebeyim diye yatakta taklalar atabilirsiniz.
8.)Akatsuki no Yona
Mazi kalbimde yara olmaktan çıktı bir kara deliğe dönüşüyor. Hey gidi günler... Akatsuki no yona harika bir manga, başka ne diyebilirim bilmiyorum. Ben önce animesini izleyip daha sonra mangadan devam etmiştim. Anime öyle canlı rengarenkti ki ilk izlediğimde hayran kalmıştım, müzikleri seiyuuları her şey harikaydı bence. Skip Beat çizimlerinde olduğu gibi Yona'nın manga çizimleri de eski tarzda ama ilerleyen bölümlerde günümüzdekine yakın çizimlere dönüşmüş. Ama zaten sırf mangayı çizimleri yüzünden okumamazlık yapmazsınız diye düşünüyorum!!!!
Konusuna gelirsek şöyle ki, görmeye hasret kaldığımız akıllı ve güçlü kadın ana karakterimiz burada mevcut. Yona krallığın tek prensesi ve oldukça da rahat bir yaşamı var. Hatta öyle rahat ki tek derdi kabarık kırmızı saçları, çocukluk arkadaşı aynı zamanda yardımcısı olan Son Hak'ın sinir bozucu biri olması ve aşık olduğu kuzeni (keşke kuzen olmasaydılar) Soo-won. Ama bütün o dertsiz tasasız rahat yaşamı aşık olduğu kişinin babasını öldürmesiyle mahvoluyor. Soo-won Yona'yı da öldürecekken Hak onu kaleden kaçırıyor böylece ikisi de kurtulup kaçak hayatı sürdürmeye başlıyorlar.
Hak prensesi korumak için mevkisinden vazgeçiyor ve yardım için kabilesine gidiyorlar, burada Hak'ın üvey dedesi Mundok'un vereceği tavsiyeyle 4 ejderi bulmalarına sebep olacak olan rahip ile karşılaşacaklar. Yona'nın krallığını geri almak için nasıl güçlenip olgunlaştığını, 4 ejder ile olan bağı ve intikamını alabilmek için nasıl değişimler geçirdiğini okuyacaksınız/izleyeceksiniz. Ben hikayeden çok etkilenmiştim, özellikle mangada konu ilerledikçe ejderlerin yaşamlarına daha çok değiniliyor o kısımlar benim gözlerimi yaşartmıştı :') Diğerlerine kıyasla daha farklı bi manga Akatsuki no yona fantastik, aksiyon, komedi, romantizm, macera hepsi var. Bu posttan sonra hepsine yeniden başlayacağım sanırım. Şuraya anime ve mangadan bikaç kesit bırakıp devam edelim.
Shin-ah bebeğim seni pamuklara sarıp öpmek istiyorum çok güzel bi kalbin var
Kalbimmmmmmmmmmmmmmmm o nasıl bakışlar Jeaha.
Kija senin güzelliğin ve sevimliliğine söyleyecek lafım yok OFFFFF NİYE HER KARAKTER MÜKEMMEL?!?!?!!?!? |
Bana çocukluk aşkları hep çok tatlı gelmiştir. Özellikle uzun zaman sonra tekrar karşı karşıya gelmişlerse filan :') fsldjfslkjfksj yaşım büyüdükçe sanki kendimi daha ergen hissediyorum...
Yoshioka Futaba sevimli görünümünden dolayı ortaokulda yakın arkadaşlarının zorbalığına maruz kalmış ve hoşlandığı tek erkek olan Tanaka-kun'un hiçbir şey söylemeden taşınmasıyla da aşkını itiraf edememiştir. Zor bir ortaokul hayatı geçirmesinden dolayı liseye geçtiğinde kendisine yeni bi imaj yaratır, arkadaşlarının onu kıskanmayacağı daha maskülen bi tarz. Her şey sorunsuz ilerlemeye devam ederken ilk aşkı olan Tanaka-kun'un da aynı okula gittiğini fark eder. Ama Tanaka Kou artık Mabuchi Kou olmuştur. 2 çocukluk arkadaşının ayrı kaldıkları sürede nasıl değiştiklerini ve birbirlerine nasıl tekrar yakınlaştığını anlatıyo mangamız.
Yine animesinden dolayı keşfettiğim bi mangaydı. Animedeki I will şarkısını hiç abartmıyorum nerdeyse 1 yıl boyunca sabah akşam dinliyodum, hatta bi ara hoparlörle dinlediğimden evdekiler bile şarkıyı ezberlemişti dsfjlksjdfkjs :') Anime de oldukça güzeldi ama Japonlar ve yarıda bırakmaları diyorum, o yüzden olayın devamını merak ediyosanız mangayı okumalısınız. Mangakanın çizim tarzını çoooook beğeniyorum bu yüzden çizdiği bütün mangaları okudum ve fark ettim ki ağlayan ikemen beyleri çizme konusunda bir ilah kendisi dksfskfşsdkf
Konuya dönecek olursak bence çok tatlı bi hikayeydi. Karakterlerin hepsi ayrı güzel minnoş tatlı. Kou'nun bazen ağzına 2 tane çakasım, bazen de kucaklayıp geçti diyesim gelse de sonuçtan memnunum (spoiler vermeden anlatmak çok zor) Bence okuyabileceğiniz güzel, sıcak bi seri.
Ne diyebilirim ki...
Touma minik kuşum sen daha iyisini hak ettin...
10.) Kamisama Hajimemashita
Veeee adeta zaaflarımın hepsinin bi arada toplandığı manga/anime. Evet yine animesinden dolayı keşfettiğim bi manga. Ama dürüst olmak gerekirse mangaya devam etmedim daha doğrusu edemedim çünkü ingilizcesi çok yavaş çeviriliyodu. Yanılmıyorsam 2 sene önce manga final yapmıştı ona rağmen ingilizce çeviri çok gerideydi nedendir bilinmez. Şimdi türkçesi bile tamamlanmış olabilir açıp bakmadım çünkü 2. sezon ve ova bölümleriyle hikayeyi birleştirip final yaptılar ve ben de nasıl bittiğiyle alakalı spoilerı yedim. O yüzden manga üstünden değil de animeyi baz alarak anlatacağım. Ama bi ara okuyacağım aklımda.
Zaaf dedim çünkü kitsune, kami, oni bütün fantastik güzellikler var! Ana karakter kızımız Nanami hayırsız babasının ona yıktığı borç sonucu evden atılmış ve geceyi parkta geçirmeyi düşünürken bir köpekten korkan bi adamla karşılaşır. Kimliği belirsiz bu adamı köpekten kurtaran Nanami karşılığında alnına bir öpücük alır. Ayrıca kimliği belirsiz bu adam Nanami'ye kalabileceği bir ev de verebileceğini söyler. Nanami kandırıldığını düşünse de geceyi parkta geçirmek istemediği için adreste yazılan eve gitmeye karar verir. Nanami kendini o saatten sonra 2 ruh ve aksi kitsune yardımcısı olan bir insan tanrı olarak bulur yeeey.
İçinde kamili, kitsuneli, onili olan her şeye bayılıyorum. Kamisama hajimemashita tam bir romantik komedi. Gereksiz dramalar olaylar vs hiçbir şey yok. 2 sezon ve ova bölümleriyle uzun bi seri diyebiliriz ama aslında o kadar da uzun değil. Vazgeçtim uzun demeyelim. Hakkında yazılacak çok şey var ama siz en iyisi izleyin sonra da mangaya geçersiniz. Animede zaten mangada olan biteni az çok verdiler ama olayın sonunu mangadan okuyabilirsiniz^^
Dipnot: Listeye Dengeki Daisy'i ve Watashi Ga Motete Dousunda'yı da ekleyecektim ama daisynin tanıtım yazısını blogta bi yerlere yazmıştım çook eskiden. Diğerine de üşendim sori...
